Feminist aktivist, sanatçı ve teorisyenler bedeni tek başına, bütünsel, tekil ve tamamlanmış bir gerçeklik olarak tanımlayan kavramsallaştırmaları uzun süredir eleştiriyorlar; bedenlerin fiziksel karmaşıklığının toplumsal ilişkiler, siyasal eylemlilik, çevresel koşullar, etkileşimler, kazalar, travmalar ve gündelik akışla şekillendiğine dikkat çekiyorlar. Bir yandan da, öznelliği ve bedenselliği et, yer, mekân ve zamanla kıstıran söylemsel pratikleri sorgulayageldiler. Birçok feminist düşünür sömürgeci Avrupa hümanizmasının jeneolojisi hakkındaki eleştirel okumalarıyla Avrupa-merkezci, beyaz, sağlamcı akıl ‘Erkeğini’ siyasetin evrensel öznesi ve insan ilerlemesinin temel ölçütü olarak tanımlayan dışlayıcı hümanizma formlarından kopuşu mümkün kıldı.
Feminist Asylum: A Journal of Critical Interventions’ın ikinci sayısında, sürgünde oluşu - bedenle ilgili meseleler, bedenin parçaları, deneyimler, bedenlenmiş siyasal eylemler ve içte kalan diğer bedensellikleri - kuran ve onun tarafından kurulan çoklu yöntemleri ve onto-epistemolojileri soruşturan ve sorgulayan çalışmaları yayınlamak istiyoruz. Özellikle, sürgünlük deneyiminin nerede, nasıl ve hangi biçimlerde - mekânsal, zamansal ve bedensel uzantılarıyla - gerçekleştiğiyle ilgili feminist eserleri ikinci sayımızda görmeyi istiyoruz. Dergimiz farklı janrlarda feminist eserlere açık - geleneksel/yerleşik olması gerekmeyen akademik çalışmalar, yorumlar, saha notları, araştırma notları, sanat eserleri - görsel ya da nesir ya da şiir formunda - kitap eleştirileri, mülâkatlar, sohbetler.
Aşağıda listelediğimiz sorulara hitap eden eserleri ikinci sayımızda yer vereceğiz. Kendi sorularıyla gelen eserleri de memnuniyetle karşılaşıyoruz.